Hile nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasında hile, her türlü delille ispat edilebilir.
YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ
2004/4125 E., 2004/4717 K.
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 102 ada 5 parsel sayılı taşınmazında davalı kardeşi Seyfettin'in davalı Sabri'den ödünç aldığı para karşılığında ipotek tesisi isteği üzerine tapuya gittiğini;ancak anılan davalıların kendisini hileye düşürerek ipotek yerine satış işlemi yaptırdıklarını sonradan öğrendiğini, davalı Celal'in de davalı Seyfettin'in muzayaka durumundan yararlanarak kötü niyetli ve muvazaalı olarak taşınmazı davalı Sabri'den kayden devraldığını ileri sürüp tapu iptal ve tescil istemiş, yargılama sırasında çekişmeli yerin el değiştirmesi nedeniyle davayı dahili davalılara yöneltmiştir.
Davalı Seyfettin, satışın hileli olduğunu belirterek davayı kabul etmiştir. Davalı Sabri, husumet itirazında bulunmuş, taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını ve davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Davalı Celal, çekişmeli yerin tapu kaydına güvenerek iyiniyetle iktisap ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Dahili davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davalılar Sabri ve Seyfettin yönünden davanın husumet nedeniyle, davalı Celal açısından H.U.M.K.'nun 186.maddesine göre vazgeçilip yeni maliklere davanın yöneltilmesi sebebiyle dahili davalılar bakımından ise dava sabit olmadığından bahisle red kararı verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı.Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği üzere;hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak, veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur.B.K'nun 28/1 maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz.Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Şamil)olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille isbat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir.Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
Somut olaya gelince;çekişme konusu 102 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 16.4.1999 tarihli akitle davalılardan Sabri'ye satış yoluyla temlik edildiği, daha sonra çeşitli el değiştirmelerle son olarak davaya katılan Erdoğan ve Ahmet Naci adlarına tescil edildiği anlaşılmaktadır.Davacı bu temlikin kendisinin yanıltılması ve kandırılması ile gerçekleştiğini ileri sürmüştür. Ne var ki, mahkemece bu iddianın yeterince araştırıldığı söylenemez.
Hal böyle olunca, yukarıdaki ilkeler gözetilmek suretiyle öncelikle davacının hileye ıttıla tarihinin belirlenmesi, bu tarihe göre davanın süresinde olduğunun saptanması halinde iddianın her türlü kanıtla ispat edilebileceği dikkate alınarak davacının ibraz edeceği delillerin(tanık dahil)toplanması; iddia sabit görüldüğü takdirde son kayıt maliklerinin Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi uyarınca iyiniyetli olup olmadıklarının açıklığa kavuşturulması, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere eksik soruşturma ile hüküm kurulması doğru değildir.
Özdağ Hukuk & Danışmanlık Bürosu uzman avukatları olarak listelenen alanlarda ve İzmir Gayrimenkul Avukatı alanlarında ve diğer özel durumlara ilişkin alanlarda müvekkillerine etkin hukuki danışmanlık ve dava takibi hizmeti sunmaktadır. Yukarıda kısaca belirttiğimiz açıklamalardan sonra bize ulaşmak isterseniz Whatsapp için Tıklayın veya müvekkil hattımız olan 0544 424 84 67 numaralı telefonumuzdan ulaşabilirsiniz.
Bu İnternet Sitesi içeriğinde yer alan tüm eserler (yazı, resim, görüntü, vb.) Avukat Aybüke Özdağ'a ait olup 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. Bu hakları ihlal eden kişiler, 5846 sayılı Fikir ve Sanat eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan hukuki ve cezai yaptırımlara tabi olur. Avukat Aybüke Özdağ, ilgili yasal işlem başlatma hakkına sahiptir.
Bu Makaleyi Paylaş